23 Ağustos 2007 Perşembe

Anna Maria Jopek


2005 yılının Kasım ayında İş Sanat organizasyonuyla Türkiye'ye gelecek olan Polonyalı sanatçı Anna Maria Jopek, uzun yıllar şarkı söylemiş ve hala söylemekte olan bir babanın ve dansçı bir annenin kızı olarak 1970 yılında Varşova'da dünyaya geldi.

Müzik hayatına tüm zamanların en büyük bestecilerinden Frederic Chopin'in Varşova'daki Müzik Akademisi'nde başlayan Jopek, okulundan1994'te Wolfgang Amadeus Mozart'ın d-minör konçertosunu piyanoyla çalarak mezun oldu. Aynı yıl Witebsk'deki müzik festivalinde Michel Legrand ödülünü kazandı.

Takvimler 1996'yı gösterdiğinde sanatçı, ilk caz resitali için Varşova'daki Jazz Jamboree Festival'daydı. İzleyenlerin tepkisi mükemmeldi. Kağıt üzerindeki başarısı gecikmedi ve 1997 yılında önce dünyaca ünlü kayıt ve dağıtım şirketi Universal Music, sonrasında ise PolyGram Polonya ile sözleşme imzaladı.

Sözleşmenin ardından ilk albümü olan "Ale Jestem" ile profesyonel müzik piyasasına ilk adımını attı. 98'in başlarında "altın" satış rakamına ulaşan albüm, aynı yıl Polonya müzik endüstrisinin en önemli ödülü olarak kabul edilen "Fryderyk"e layık görüldü. Sonrasında çift albüm çalışması "Szeptem" raflardaki yerini aldı.

98'in baharında ilk çocuğunu doğurdu. Franek, Jopek'in yükselen kariyerinde bir şans yıldızıydı. Uluslararası Jazz Jamboree Festivali'nin 40. yılında Joe Lovano ile birlikte sahne aldı. Bir yıl sonra "Szeptem" ile platin albüm etiketinin sahibi oldu. 29 Mart 1999'da yeni albümü "Jasnoslyszenie" ile yeniden müzikseverlerle buluştu.

Aynı yıl Güney Kore'de Seoul Olimpiyat Konferansı'nda Polonya müziğini temsil etti. 2000 yılının baharında dünyaca ünlü film müziği bestecisi Wojciech Kilar ile birlikte çalıştı. Ford Coppola'nın "Drakula" ve Roman Polanski'nin "Dokuzuncu Kapı" filmlerinin de bestelerini yapan Kilar'ın yanısıra usta trompet sanatçısı Tomasz Stanko da Jopek'e eşlik eden isimlerden biri oldu.

Sonbahardaki büyük ilgi gören İsrail konserlerinin ardından Aralık ayında ikinci oğlunu dünyaya getirdi. Yeni binyılın ilk baharında grubuyla birlikte Berlin'deki Polonya Kültür Festivali'nde sahne aldı.

2002'de "Nienasycenie" müzik marketlerdeki yerini alırken bu çalışma ile altın, Pat Metheny ile birlikte kaydettiği "Upojenie" ile de platin albüm alma başarısına ulaştı.

Dünyaca ünlü Amerikalı caz gitaristi Pat Metheny, Anna Jopek'i şu sözleriyle tanımlıyor; "Anna daima özgün, daima farklıdır. Cesur, dürüst ve yeniliklere açıktır. Her zaman daha iyisi ve en iyisi için çabalar. Bu yönleriyle bana çok benzediğini düşündüğüm için onunla çalışmaya karar verdim. Çünkü onun hayatta kaygılandığı tek şey müzik! Tek şey..."

Anna Maria Jopek, Bir yıl sonra Almanya, İngiltere, Avusturya ve Amerika Birleşik Devletleri'ni kapsayan büyük bir turne organizasyonu düzenledi. Kendi müzisyenleri ve konuk sanatçısı Mino Cinelu ile canlı performans verdi.

Sanatçı, 2003 çıkışlı "Farat"ın ardından yine Universal etiketli son albümü Secret'ta yalnız İngilizce şarkılar seslendirdi. No Doubt grubunun klasikleşen "Don't Speak" adlı çalışmasını da yorumlayan Anna Maria Jopek, şarkıya kattığı caz motifleriyle No Doubt dinleyicilerinin de beğenisini topladı.

Anna Maria Jopek, kendisine en beğendiği sanatçılar sorulduğunda uzunca bir süre düşünüyor. "Bu soruya yanıt vermek hiç de kolay değil" diyor. Saymaya Diana Krall'dan başlıyor... Eva Cassidy, Ella Fitzgerald, Louis Armstrong, Frank Sinatra, Miles Davis, Bill Evans diye devam ediyor... Norah Jones'un sesinden etkilendiğini, klasik batı müziğinin dev bestecileri Mozart, Bach, Ravel ve Chopin'e hayran olduğunu söylüyor.

Jopek, hakim olduğu dinlendirici sesi ve kusursuz caz yorumuyla Polonya'nın müzik dünyasına kazandırdığı en büyük değerlerden biri olarak uzun yıllar adından söz ettirecek bir isim.

Hiç yorum yok:

Tv İzle